Televizyon ekranlarında yapılan seviyesiz tartışmalara, hakaretlere, suçlamalara bakınca Hayra alamet hiçbir şey görmüyorum, karamsarda değilim ama görünen dağ kılavuz istemez derler. Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının omuzuna binen ekonomik yükün ağırlığı her insanımız tarafından yaşanıp görülüp bilinmesine rağmen. Siyasiler halkımızı nasıl rahata kavuştura biliriz çabasından ziyade insanlarımızı ayrıştırarak oy toplamaya çalışması bu millete ıstırap çektirmeden başka bir şey değildir. Bu politikanın yıllardır yapılıp bir yere varılmadığı ortadadır.
Bir milletin refahı ve huzuru için çalışmak iktidarın görevidir. Aile reisini düşünün çocukları dünyaya getirmek önemli olduğu kadar onların refahındandı aile reisinin sorum olduğuna göre, iktidarda olumlu olumsuz ekonomiden ve her türlü gelişmelerden sorumludur.
İki binli yıllarda üç sınıf vardı zengin orta sınıf ve alt tabaka diye insanlar aş iş bularak geçiniyorlardı. Bu günümüze baktığımız zaman iki sınıf kaldı zengin ve alt tabaka diye, dilim varmıyor fakir geçim zorluğu çekenler diye kusura bakmayın geldiğimiz duruma bir bakamısınız.
Asgari ücretin 2825 lira olduğu ülkede gel nasıl yaşarsan sen yaşa, dolar ve avro almış başını giderken zamların arkası kesilmezken boşanmaların artması uyuşturucu kullanım yaşının çocuk yaşa inmesi ahlaki değerlerimizin kaybolması çok acı değil mi bu seviyeye kim nasıl getirdi diye sormaya hakkımız yok mu. Çok yazık bu millet ıstırap çekmek için yaratılmadı mutlu huzurlu ve refah içinde yaşaması bu milletinde hakkıdır.
Bir gün Necip Fazıl Kısakürek’in Sakarya şiirindeki son kıta gibi
Yol onun, Varlık onun, gerisi angarya
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya
Diyecek Türk milletini şahlandıracak İYİ düşünceli dürüst insanlar olacaktır ben umutluyum sizlerde umudunuzu yetirmeyin inşallah bir gün olacak çok uzak değil.