Çalışkan Türk milleti kurtuluş savaşında o zor şartlarda nasıl bir millet ve ülke yaratmışsa bugünde küllerinden ayakta kalabilme mücadelesi vererek dik durmaya çalışmaktadır. Kurtuluş savaşını dış ülkelere karşı 1919-1922 yılları arasında üç cephede verilmiştir batı Anadolu’da Yunanistan’a karşı, Fransız ordusuna karşı doğuda ve Ermenistan devletine karşı savaşmıştır. Bugün kime karşı mücadele ediyoruz belli değil yani kendi milletimize karşı siyasi mücadeleler vermekteyiz bunun adına da her zaman olduğu gibi dış güçler diyerekten. Allah akıl fikir versin bu siyasetçilere.

Bir yanda döviz kurlarının seviyesiz bir şekilde yükselmesi diğer yanda vatandaşlarımızın yoklukla mücadele etmesi gelecek garantisinden ziyade çoluk çocuklarını nasıl aç bırakmadan karnını doyururum çabası içerisine düşen ailelerin durumları içler acısı durumda olduklarını il ilçelerde ve televizyonlardan seyrederek çevremizde de görmekteyiz.

Toplum karnını doyurmak için ne yapması gerekir çalışması, çalışmak için iş imkanları sunmak gerekmez mi. Var mı ? Yok çünkü çalışması gereken fabrikaları ülkemizi yönetenler tarafından rant için satıldı. Yüksek yüksek binalar yollar yapılınca insanlarımızın karnı doydu mu, hatır aksine borçlanarak ev aldı bu şartlarda tabi ki ödeye bilirse yirmi yıl sonra ev sahibi olma hayali ile yaşamaya mecbur edildi buna yaşamak denirse. Ev araba almak parası olan için güzeldir öyle değil mi bir ata sözünü hatırlatmak isterim ”Yukarıda filler tepişir .Aşağıda. Çimler ezilir. Olan bahçıvana olur” maalesef. Allah bu açlık, yokluk çeken halkın yardımcısı olsun, artık işimiz duaya kaldı…

Mehmet Dilari

[avatar user=”ruzgarkaratas” /]