Güçlü olmak için birlik olmak gerekmektedir, birlikten güç doğduğu her insan tarafından bilinmektedir. Aile içerisindeki birlik huzuru bereketi artırmakla birlikte dışarıdan gelebilecek dedikoduların da önüne geçmektedir. O zaman aileyi yıkmaya kimsenin cesareti olmaz, hal böyle olunca her konuda birlik olmak gerekmektedir.
Geçmiş Osmanlı imparatorluğu tarihimize baktığımız zaman ders almamız gerektiği ortaya çıkmıştır. Atalarımız yedi cihana hükmederken adaletten hiçbir zaman şaşmamıştır. Nereye giderse de adalet götürmüştür. İslamiyet’te, adalet hakkı teslim etmek ve kim olursa olsun eşit muamelede bulunmak anlamına gelmektir. Peygamber efendimiz buna çok dikkat eder, ‘suçu işleyen kızım Fatıma bile olsa cezasını veririm’ ‘buyururdu…İslamiyet hak ve adalet anlayışı üzerine yükselen bir dindir. Osmanlı İmparatorluğu bundan dolayı altı yüz yirmi dört sene hüküm sürmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti devletinde İslam ülkesi olduğuna göre atalarımızdan örnek alarak ülkemizde adaleti eşit şekilde uygulayarak yükselmemiz için önümüzde hiçbir engel yoktur yeter ki uygulayalım.
Bu birliktelikler aileden başlayarak mahalle, köy, ilçe, il ve Türkiye olarak ortaya çıkmaktadır. Siyasi fikir ayrılıkları olabilir olmalıdır da bunlar ülke birliğini bozmaz renklendirir. Ayrıştırılırsa geçmişte olduğu gibi sağ sol alevi Sünni ve çatışmalar bunlar gözlerimizin önünde yaşatılan olaylar. O tarihlerde ki siyasetçiler partileri meslek haline getirerek kendinden ülkesine vereceği herhangi bir katkı olmadığı gibi fikir de beyan etmem emekle birlikte projelerde üretmemiştir. Tabii hepsi değildir fakat çoğunluk böyle idi. Bunlara bakarak bugün bu hataları tekrar etmememiz gerekmektedir. Devletimizi yönetenler belki kendi iktidarlarını korumak anlamında sessiz kalabilirler ama ülke olaraktan çöküşe geçme eylemi başlamıştır demektir.
Ülkeler ne zaman iç çatışmaya yaşamaya başlar, bir ekonomi zayıfladığı zaman yoksulluk artar, iki adalet.
Adalet Olmazsa olmazlardandır çünkü yaşamımız boyunca hata yapabiliriz o zaman adalet devreye girer kim haklı kim haksız kanunlar önünde eşit şekilde yargılanır ve yapanın yanına kâr kalmaz haksız olan cezasını çeker. Toplumda bunlara bakarak hareket eder yani güçlü olmak, hiçbir şeyi değiştirmez çünkü adalet vardır. Hukukun olmadığı ülke ,tavanı, kapısı, avlu duvarları olmayan ve her önüne gelenin içeriye daldığı eve de benzetilebilir. Ahlak bunların başında gelmektedir çünkü kanunları uygulayacak kişilerin ahlakı çok önem arz etmektedir. Ahlakını kaybetmeyen topluma hiçbir şey olmaz yeter ki ahlakımızı kaybetmeyelim. Günlerdir konuşulan konunun başında mafya gelmektedir bu şu anlama gelmektedir devlet gücünü kaybederken onun yerine mafya yerleşmeye başlamış demektir. En tehlikeli konular bizi bekliyor demektir çünkü işsiz avare gezen nesil iş bulmuş olmaktadır. Gençlik yıllarım ülkü ocaklarında geçtiği için belirtmek isterim, ülkücüden mafya olmaz. Alparslan TÜRKEŞ ”Ülkücüler, insanlık alemi içinde ne uşak olmayı ne de başkalarını uşak olarak kullanmayı kabul etmeyen şerefli bir bayrak taşıyıcısıdır.”
Hepimiz İYİ olursak bir şey olmaz…