Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 1963 yılında Kıbrıs Türklerine yönelik Kanlı Noel saldırıları sırasında Türk Alayı’nda doktor olarak görev yapan Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğunun öldürüldüğü ev, tarihe ışık tutmak amacıyla 62 yıldır Barbarlık Müzesi olarak hizmet veriyor. Restorasyonu Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından tamamlanan Barbarlık Müzesi’ni yerli ve yabancı birçok turist ziyaret ediyor.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından 3 yıl önce restore edilip çevre düzenlemesi yapılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa’da bulunan Barbarlık Müzesi’nde 24 Aralık 1963’teki ’Kanlı Noel’ saldırılarında Rum çetelerince evlerinin banyo küvetinde öldürülen askeri doktor Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet ve çocukları Murat, Kutsi ile Hakan’ın kişisel eşyaları, kronoloji duvarı, fotoğraflar, sesli oda ve hafıza havuzu yer alıyor. Barbarlık Müzesi, 1963’ten 1974’e kadar Kıbrıs Türklerinin maruz kaldığı zulmün simgesi kabul ediliyor. Müzede yer alan panoda, Rum terör örgütü EOKA’nın 1963-1968 yıllarındaki saldırıları sonucunda şehit olanların adlarının yazılı olduğu bir liste bulunurken o döneme ait fotoğraflar, ziyaretçilere geçmişe tanık olma imkanını veriyor.

“Geçmiştekiler bizim bugünlere gelmemiz için ne acılar çektiler”

Bursa’dan ailesiyle birlikte Lefkoşa’daki Barbarlık Müzesi’in ziyarete gelen Sultan Kargı, “Buraya akrabalarımıza geldik ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok duygulandım. Çok duymuştum her şeyi ama böyle hissedeceğimi anlamamıştım. İçeri girdiğimde şuraları okuduğumda yani ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok duygulandım. Bastığımız toprakları böyle yürüdükçe aklımdan geçiyor yani. Ya buralarda kimler dolaştı, kimler kan döktü? Bizler şimdi nasıl rahat yaşıyoruz? Kıymetini bilmiyoruz. Hiçbir şeyin kıymetini bilmiyoruz. Geçmiştekilerin ne acılarla bugüne geldiklerini bilmiyoruz, onlar bizim bu günlere gelmemiz için ne acılar çektiler. Ne şartlarda. Duygularım çok böyle çok doluyum. Gerçekten çok doluyum. Bakın konuşamıyorum” dedi.

Ulviye Mehtap’ın ağzından ’Kanlı Saldırı’nın tarihi

Turist Rehberi Ulviye Mehtap, Kıbrıs’ta Türklere yönelik kanlı saldırıya ışık tutan Barbarlık Müzesi’nin mazisini anlattı. Mehtap, “24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan 1963 yılında burada Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi, üç çocuğu ve yine evde misafir olarak bulunan Feride Kudum hanımefendinin EOKA’cı Rumlar tarafından katledildiği bahçeli tek katlı ev burası. O akşam Tabip Binbaşı Nihat İlhan görevinin başındayken yine bu mahallede EOKA’nın saldırıları başlıyor. Ve bu saldırılarda silah sesi de yükselince evde tek başına kalmasın diye Mürvet hanımın yanına yine bu mahallede oturan ve bu evin aslında sahibi olan Kıbrıslı Feride Hanım ve Hasan Burun geliyorlar. Ayşe Hanım, Növber Hanım ve Ayşe Hanım’ın 2,5 yaşındaki kızı Işıl da buraya misafir olarak aynı gece gelmişler. Çatışma sesi yoğunlaşıyor. Anlıyorlar ki bu eve de bir baskın olabilir. O yüzden hemen evdekiler odalara saklanabilecekleri yerlere doğru yöneliyorlar. Mürvet hanım üç çocuğuyla banyo odasına saklanırken Feride hanım da hemen yanındaki lavabonun altına saklanıyor. Tabii ki kapıları kapatıyorlar kendilerini korumak için. Görmüş olduğumuz günümüzde Barbarlık Müzesi olarak ziyaret edilen evin giriş kapısının dışarısında bir kurşun izi yoktur. Esas kurşun izi içeriden başlıyor. Orta holden itibaren evi kurşunlamaya başlıyor EOKA’cılar eve baskın yaparak. Çocukların o kadar sesleri çıkınca maalesef banyo odasına yöneliyorlar. Sayısız kurşunla hem banyo odasında Müge hanımı, üç çocuğunu, hemen yanı başında saklanmaya çalışan Feride hanımı da katlediyorlar” dedi.

“Binbaşı Nihat İlhan sadece ’vatan sağ olsun’ diyor”

EOKA silahlı suç örgütünün saldırının ardından evi terk ettiğini belirten Ulviye Mehtap, “Sabahın ilk ışıklarıyla olayın vehameti ortaya çıkıyor. Ve tabip binbaşımız tabii görevi başında olduğu için bu vahim olaydan haberi yok. Kendisini burada büyük heyetleri daha sonra çağırıyorlar. Tebliğ ediyorlar, söylüyorlar. ’Başın sağ olsun’ diyorlar. Tabii ki Binbaşı Nihat İlhan sadece ’vatan sağ olsun’ diyor. Elazığlı olduğu için Elazığ’a götürüp orada defnediliyor. Her birinin başına birer selvi ağacı dikiliyor. Ve sonra kenarlarında da bahsedildiği üzere onları özleyip onlarla konuşmak istediğimiz zaman da selvi ağacının altında vakit geçirdiğini biliyoruz. O gece sadece burası değil. Bu mahallede birçok Kıbrıslı Türk’ün evi de baskına uğramıştır ve yüzden fazla Kıbrıslı evlerinde maalesef bu baskınlar neticesinde şehit edilmiş, katledilmiş. Sonraki yıllarda orijinal haliyle ziyarete açıldı müze olarak. İsmi Barbarlık Müzesi. Hasan amcamız burada görev yapar. İlk zamanlar o anlatırdı. Zaten o günlere de şahit olmuştu, o gece de evdeydi. Yakın tarihte 2022 yılında TİKA tarafından dijital müzecilik anlayışıyla düzenlenmiş ve yine halen hizmete açıktır. Kıbrıs’ta bütün Milli Mücadele Müzelerimizin girişleri ücretsizdir. Buraya herkesi bekliyoruz” diye konuştu.