YEŞİLAY, BM UYUŞTURUCU MADDELER KOMİSYONU TOPLANTISINA KATILDI
YEŞİLAY TOPLANTIDA UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMININ ÇEVRESEL ETKİLERİNİ ELE ALDI
Yeşilay, 14-22 Mart tarihleri arasında Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenenUyuşturucu Maddeler Komisyonu (CND) toplantılarına katılım sağladı. Dünya çapında uzmanları ve savunucuları bir araya getiren veuyuşturucu kontrolüyle ilgili zorlukların ele alındığı toplantılara yaklaşık 30 Ülke Yeşilay’ı katıldı.
Uyuşturucu Maddeler Komisyonu’nun (CND) 67. toplantısı, 14-22 Mart 2024 tarihleri arasında hibrit formatta Avusturya’nın başkenti Viyana’da gerçekleşti. Birçok ülkenin katıldığı toplantıda Türkiye Yeşilay Cemiyeti de bir yan etkinlik, bir sergi ve üst düzey oturumlarda okuduğu bildirilerle yer aldı.
14-15 Mart 2024 tarihlerinde Vienna International Center’da (VIC) düzenlenen oturumda, Yeşilay adına Savunuculuk Bölümü müdürü Mehmet Utku Öztürk, uyuşturucu tedavisi ve sağlık hizmetlerindeki endişe verici yetersizlik, uluslararası uyuşturucu politikası taahhütlerinin değerlendirilmesi, COVID-19 ve 2023 Türkiye-Suriye depremleri gibi krizlerden sonra kırılgan toplulukları güçlendirmek için STK’ların kritik rolükonularını ele aldı ve Yeşilay’ın çalışmaları hakkında bilgi paylaştı..
Yeşilay; “Gelişmekte Olan Ülkelerde Bağımlılık Tedavi Programlarının Sosyal Uygulaması”, “Uyarıcı Madde Kullanım Bozukluklarının Tedavisi ve Bakımına Yönelik Ölçeklenebilir Müdahaleler”, “Dünya Genelinde Kadınlar Hakkındaki Tartışmalarda Madde Bağımlılığı, İyileşme ve Politika Meselelerinin İncelenmesi”, “Kenevir Kökenli İlaçlar” ve “Kriz Ortamlarında Madde Kullanım Bozukluğu ile Başa Çıkma” konulu oturumlarda da konuşmacı olarak yer aldı. Genel itibariyle Ülke Yeşilaylarının düzenlediği ve ortak olduğu 15 yan etkinlik bünyesinde70 uluslararası konuşmacıyer aldı.
Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol: “Koordinasyon ve iş birliğini teşvik ederek pozitif değişimi meydana getirmeyi amaçlıyoruz.”
Komisyonda Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin yan etkinliği olarak gerçekleşen “Küresel Uyuşturucu Sorununun Çevresel Etkisinin Ele Alınması: Sivil Toplumun Rolü” başlıklı oturumunaçılış konuşmasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimî Temsilcisi Levent Eler ve Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol yaptı.
Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol, etkinlikteki konuşmasında,uyuşturucu üretiminin ve kullanımının yerel topluluklar ve ekosistemler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin çevresel sürdürülebilirliği göz önünde bulunduran önleme odaklı yaklaşımından bahseden Yasin Erol; sözlerine şu ifadelerle devam etti:“T.C. İçişleri Bakanlığı ile olan iş birliğimiz, Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin (EMCDDA) Atıksu Analizi gibi yenilikçi programları uygulayarak uyuşturucu madde üretiminin çevresel etkilerini izlemek ve azaltmak için bu taahhüdü iyi bir örnek olarak göstermektedir. Ayrıca, sivil toplum örgütleri arasında koordinasyon ve iş birliğini teşvik ederek, topluluklarımızın ve parçası oldukları ekosistemlerin sağlığını ve refahını korumaya yönelik pozitif değişimi meydana getirmeyi amaçlıyoruz.”
Uyuşturucu kullanımının yalnızca ciddi bir halk sağlığı krizine yol açmakla kalmadığını, aynı zamanda su kirliliği, toprak kirliliği ve ekosistemin bozulması gibi çevresel sorunlara da yol açtığınısöyleyen Yeşilay Genel Başkan Vekili Yasin Erol şunları belirtti:“Bu etkinlikle uyuşturucu kullanımının çoğu zaman ihmal edilen çevresel sonuçlarına ışık tutarak, bunun ekosistemlerimizi nasıl etkilediğini ve iklim krizini nasıl ağırlaştırdığını ortaya koymayı hedefliyoruz.”
Uyuşturucu sorununun çevresel etkileri ele alındı
Uyuşturucu kullanımının sıklıkla göz ardı edilen çevresel etkilerine ışık tutmayı amaçlayan “Küresel Uyuşturucu Sorununun Çevresel Etkileriyle Başa Çıkma: Sivil Toplumun Rolü” etkinliğinde su kirliliği, toprak kirliliği ve bunların gıda zinciri ve iklim krizi üzerindeki uzun menzilli etkilerine odaklanıldı.
Etkinlikte UNODC Madde, Laboratuvar ve Bilimsel Servisler Birimi’nden (DLSSB) Dr. Jorrit Kamminga, Avrupa Uyuşturucu Madde ve Uyuşturucu Madde Bağımlılığını İzleme Merkezi (EMCDDA)’den Tim Surmont, Amerika merkezli sivil toplum kuruluşları DrugFreeAmericaFoundation (DFAF)’dan Amy Ronshausen ile AmityFoundation’dan Doug Bond konuşmacı olarak yer aldı. Uyuşturucu madde kullanımının çevresel etkilerinin ele alındığı oturumda, sivil toplum kuruluşlarının yapabileceği katkılar görüşüldü.
Uyuşturucu üretimi sırasında oluşan atıkların tarımcılık yoluyla hayatını kazanan toplulukları olumsuz etkilediğini ve kitlesel arza yetecek miktardaki uyuşturucu üretiminin ormansızlaştırmanın önemli sebeplerinden olduğunun vurgulandığı etkinlikte, sivil toplum aktörleri arasında küresel işbirliğini teşvik etmek amaçlandı. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (EMCDDA) Analisti Tim Surmont, etkinlikteki konuşmasında, uyuşturucu maddelerin üretimindeki çevresel tahribatları aktardı ve uyuşturucu maddelerin esasen ormanların yok edilmesi yoluyla, aynı zamanda doğrudan enerji tüketimi ve daha az ölçüdede ulaşım yoluyla çevresel etkilere sebep olduğunun altını çizdi.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) Araştırma Danışmanı Dr. Jorrit Kamminga, Birlemiş Milletler Uyuşturucu raporunun verilerine değinerek, kokain üretimindeki karbon ayak izinin kilogram başı Co2 salınımını 590 kiloyu aşarken, kakaonun 20 kilogram, kahvenin ise 7 kilogramCo2 salınımına sebep olduğunu ifade etti. Kamminga, çevresel tahribatı en ağır olan sentetik uyuşturucuların atıklarının, kanalizasyonlara, ormanlara ve nehirlere boşaltıldığındaveya başka atıklarla karıştırıldığında doğal kaynakları tahrip ettiğini ifade etti.
DrugFree Amerika Foundation (DFAF) Yönetici Direktörü Amy Ronshausen etkinlikte, Kaliforniya’da esrar ekiminin su akışlarında azalmayasebepolduğunu dile getirdi; Afganistan’ın afyon ekiminin, zaten kıt olan su kaynakları üzerindeki etkisinivurguladı. Ronshausen,sulamanın sürdürülemez gelişiminin ve bunu takiben şiddetli kuraklık döneminin, aşağı Helmund Nehri’nin akışında %98 oranında azalmaya ve hayati önem taşıyan sulak alanların kaybına sebepolduğunun altını çizdi.
Etkinlikte Yeşilay’ın alkol, tütün ve uyuşturucu maddelerin çevresel etkilerine yönelik çalışmalarını özetleyen Uluslararası İş Birlikleri Müdürü Sedef Erçetin Gencosmanoğlu, 2020’den bu yana, gençlerin uyuşturucu kullanımı hakkında fikirlerini ifade etmeleri için platform sağlayan Genç Savunuculuk Forumu’nu düzenleyen Yeşilay’ın 2023 yılındaki temasının “Uyuşturucu Kullanımı ve İklim Değişikliği” olduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “2022’den bu yana, bağımlılık yapıcı maddelerin kötüye kullanımının çevresel riskleri konusundaki farkındalığı artırmak ve ruhsal sağlık ile çevre arasındaki ilişkiyi vurgulamak amacıyla, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Tarafları Konferansı’na (COP) aktif olarak katılıyoruz. Ruhsal sağlık ile çevresel bilincin birbirine bağlı olduğunu ve birinin kötüleşmesinin diğerinde ve tüm canlılarda olumsuz etkilere yol açabileceğini kabul etmek hayati önem taşıyor.”
CND Yeşilay Sergisi
Yeşilay, Uyuşturucu Maddeler Komisyonu’nun (CND) 67. toplantısında üç bölümden oluşan sergisini de katılımcılarla buluşturdu. “Sanatsal Anlatımlarla Önleme ve İyileşme Yolculuğunda Sanatın İyileştirici Gücü” sergisinde resim, karikatürler ve filmler yer aldı. Bu yıl yedincisi yapılan sergide Uluslararası Yeşilay Karikatür Yarışması’ndan karikatürler, YEDAM Sanat Atölyeleri’nden eserler de sergilendi ve Yeşilay Sağlıklı Fikirler Kısa Film Yarışması’nda ödül alan kısa filmlerin gösterimi yapıldı.
Yeşilay Hakkında
1920 yılında faaliyetlerine başlayan, dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olan Yeşilay; insan onurunu ve saygınlığını temel alır. Tüm toplumu ayrım gözetmeden zararlı alışkanlıklardan korumak için çalışır. Millî ve ahlaki değerleri önceler. Ulusal ve uluslararası düzeyde önleyici ve rehabilite edici halk sağlığı ile savunuculuk çalışmaları yürütür. Alkol bağımlılığıyla mücadele hedefiyle kurulmuş; kuruluşundan günümüze bağımlılık türleri artıkça Yeşilay’ın tüzüğüne yeni çalışma alanları eklenmiştir. Alkolden sonra; tütün, madde, kumar ve teknoloji bağımlılığı mücadele alanlarına dâhil olmuştur.
Türkiye genelinde 120 Yeşilay şubesi, dünya genelinde 97 ÜlkeYeşilay’ı bulunmaktadır. 2015 yılında kurulan Yeşilay Danışmanlık Merkezleriyle (YEDAM) bağımlı bireylere ve yakınlarına ücretsiz ayaktan psikososyal destek hizmeti verilmektedir. Türkiye’nin 81 ilinde ve KKTC’de olmak üzere toplam 107 YEDAM bulunmaktadır. YEDAM’a 115 Danışma Hattı üzerinden ulaşılabilmektedir.
Türkiye’ye özgü bir bağımlılık rehabilitasyon sistemi olan her biri 40’ar yataklı Yeşilay Rehabilitasyon Merkezleriyle Bursa ile Diyarbakır’da alkol ve madde bağımlısı bireylere yatarak hizmet verilmektedir.
Toplumu bağımlılıklardan korumak ve bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalarından dolayı Yeşilay, 1934 yılından bu yana “Kamuya Yararlı Cemiyetler” arasında yer almaktadır. “Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) Özel Danışmanlık Statüsü”ne ve “Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı (EFQM) Türkiye Mükemmellik Ödülü”ne sahiptir.