Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Atçılık Binicilik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ATBİN) bünyesinde özel çocuklara yönelik düzenlenen binicilik eğitimlerine yeniden başlandı.
Korona virüs ve 6 Şubat depremi nedenleriyle ara verilen özel çocuklara yönelik binicilik eğitimleri, NEVÜ ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) iş birliği ile tekrar hayat bulurken, Nevşehir Özel Eğitim Uygulama Okulu I. Kademe öğrencileri programa dâhil edildi. İlk defa at binen özel çocuklar önce atlardan kortu, sonrasında ise inmek istemedi.
Doktorların da özel yetenekli çocukların gelişiminde at binilmesini tavsiye ettiğini belirten Mensure Hastür, “Bu eğitimlere yeni başladık. Daha önce hiçbir deneyimimiz yok. Faydalı olacağını düşünüyorum. Bu ikinci binişimiz, çünkü hayvanları çok seviyor. Ayrıca doktorlar da at binmenin özel yetenekli çocuklarda fiziksel ve bedensel açıdan faydalı olduğunu söylüyorlar. Biz de aile olarak çocuğumuzun gelişimi ve ilerlemesi için bu tür aktiviteleri istiyoruz” şeklinde konuştu.
Kızının at binmeye çok hevesli olduğunu söyleyen anne Döne Altuntaş da, “Kızımın bu ikinci gelişi. İlk geldiğinde çok mutlu olmuştu. Biz de neden devamını getirmeyelim diye düşündük. O mutlu olunca, bizler de mutlu oluyoruz. O mutluluk da bize yetiyor. Bu imkanlar bize sunulmaya devam ederse, ileride çocuğumuzun sportif faaliyetlere de katılmasını isteriz” dedi.
“50 özel çocuk eğitim görüyor”
Yürütülen çalışmanın sosyal sorumluluk kapsamında ve tamamen gönüllülerin destekleri ile devam ettiğini aktaran ATBİN Merkez Müdür Yardımcısı ve özel çocuklar için yürütülen eğitimlerden sorumlu Dr. Öğretim Üyesi Kürşat Özcan; haftada bir seans olarak uygulanan başlangıç eğitimlerinde toplam 50 özel çocuğa eğitim verildiğini ve çocukların uyum süreçlerinin tamamlanması ile birlikte haftalık seans sayısının artırılacağını söyledi.
“Çocukların fiziksel gelişimlerine katkı sağlıyor”
Burada yapılan çalışmaların, bilimsel araştırmaların ulusal ve uluslararası projeler ve üniversitenin lisans düzeyinde yapılan dersler şeklinde özetlenebileceğini ifade eden Özcan, “Bugünkü görüşmemize konu olan çalışma yetersizliği olan bireyler için yaptığımız bazı uygulamalarla ilgili. Bu çalışmalar aslında benzetme yaparak tekerlekli sandalye basketbolu gibi yetersizliği olan bireylerin yetersizliklerine dair yürütülen tedavi ve terapileri desteklemek amacıyla yapılan sportif bir uygulamadır. Dünyada oldukça yaygın çeşitli ekoller ve çeşitli merkezler ile yürütülen çalışmalar var. Türkiye’de de bu konuda son on yıldır çalışmalar yapılıyor. Biz de üniversite olarak merkezimizde hem bilimsel çalışmalara devam ediyoruz hem de pratik olarak ilgililerin faydalanıcıların kullanımına buradaki aktiviteleri sunuyoruz. Bu çalışmaları aslında çocukların temel hareket yeterlikleri, yürüme, koşma, sıçrama, zıplama gibi temel hareketlerinin geliştirilmesi ve binicilik sporuna başlayabilecek kondisyona ulaşmaları amacıyla yapılıyor. Bizim burada terapi çerçevesinde yapılan işler uygulanmıyor. Çünkü burada terapist personelimiz yok. Ancak sportif uygulamalar yoluyla çocuklarımızın desteklenmesi sağlanıyor. Dünyada en yaygın olan iki tane biniş türü var. Sporda yetersizliği olan çocuklarımıza dönük olarak yapılan bunlardan bir tanesi olimpik şeklinde ifade edilir. Bu yetersizliği olan çocukların at terbiyesi branşı ile desteklenmesini sağlayan bir branştır. Diğeri ise atlı jimnastik sporunun uyarlanmış halidir. Şu anda birkaç farklı grupta hem adaptasyon çalışmaları hem de atlı jimnastik çalışmaları devam ediyor” şeklinde konuştu.
“Yeterliliği olmayan merkezlere gitmeyin”
Özellikle üniversitelere ve Milli Eğitim’e bağlı kurumlara önemli görevler düştüğünü söyleyen Kürşat Özcan, “Bu sosyal sorumluluk çerçevesinde yürütülmesi çok önemli olan bir alan. Çünkü suiistimale de çok açık bir konudan bahsediyoruz. Uzman olan olmayan, konuyu bilen bilmeyen, ticari amaçlarla birçok farklı merkezlerde benzer isimler altında atlı terapi, hipoterapi ya da uyarlanmış binicilik gibi çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Maalesef yetkin olmayan merkezlerde yapılan çalışmaların faydadan çok zarar vermeleri de söz konusu olabiliyor. Bu nedenle özellikle velilerimizin bu konuda seçici olmaları, hizmeti verenlerin yetkinliklerinin mutlaka soruşturulması önemli” ifadelerini kullandı.
“Başarılı sporcular çıkarabiliriz”
Ülkede çok başarılı sporcuların yetiştiğini ifade eden Özcan, “Toplum olarak üstün nitelikleri olan sporcularımızın olduğu bir nüfusumuz var. Yeteneksiz olan bireylerimize de imkanlar tanındığı, destek olunduğu zaman mutlaka ulusal ve uluslararası spor branşlarında başarılı olabilecek sporcular yetiştirmemiz mümkündür. Şunu vurgulamamız gerekir, buradaki temel amaç madalya, ulusal yarışmalarda şampiyon olmak değildir. Buradaki önceliğimiz çocuklarımızın fiziksel ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi için yapılan faaliyetlere ek olarak böylesine etkin bir uygulama alanında yaygınlaştırılmasını sağlamaktır. Madalya başarıları gelecektir, bunlar ödüldür, güzeldir, motive edicidir, teşvik edicidir. Elbette isteriz ve bizim gruplarımızın içerisinde de çıkacağına ben canıgönülden inanıyorum” diye konuştu.